Uzun zamandır yapmak istediğim bir rotayı sonunda bu sene
yapabildim. Beni hızlandıran etkenlerden biri özellikle de Doğu Ekspresi’nin bu
kıştan sonra, hatta belirli bir tarih verilmeksizin bu Ocak ve ya Şubat da
olabilir, kalkacağına dair haber almamdı. Doğu Ekspresi’nin kalkacağını ve onun
yerini hızlı trenin alacağını düşününce elimi çabuk tutmak istedim. Çünkü
özellikle, nostaljik Doğu Ekspresi’nin ruhunu yaşayarak, uzun tren yolculuğu
yapıp, kış manzaralarını seyretmek istiyordum. Bu yüzden ne Ocak’a ne de
Şubat’a öteleyerek bir risk almadım ve Aralık’ın ilk haftasonuna bir plan
yaptım.
I finally did the
route which i’ve wanted for a long time this year. One of the factors that
speeded me up for this plan is especially hearing the news about removing the
Orient Express after this winter, even without any specific date which could be
in January or February. I wanted to get hurry while thinking the replaced
Orient Express with the new version fast trains. Because especially, i’ve
always wanted to live the nostalgic vibe of Orient Express,having the long
train journey and seeing winter views. That’s why i didn’t take any risks with
postponing this to neither January or February and i made a plan for the first
weekend of December.
Doğu Ekspresi Ankara’dan kalkıp ve Kars’a kadar gidiyor. Bu
yolculuk da 24 saat sürmekte. Keşke uzun vaktim, iznim olsaydı da Ankara’dan 18.30’da
binip, ertesi gün Kars’a yine 18.30’da vararak, 24 saatimi trende
geçirebilseydim. Fakat biz, İstanbul’dan Erzurum’a, bir Cumartesi sabah uçağı
ile gittik. Erzurum’da 4 saatimiz vardı, ve 14.45’te Doğu Ekspresi Erzurum’a
geliyor, 5 dakika kadar yolcuların inmesini, yeni yolcuların binmesini bekliyor
ve Kars’a devam ediyor. Kars’a da 18.30’da varıyor. Fakat bizim tren 1 saat
rötarlı geldi ve hem kış olmasından hem de rötardan dolayı, tren yolculuğumuzun
son 2.5 saati zifiri karanlıkta geçti. Bunları deneyimlemiş olduğum için, önce
Kars’a uçakla gidip, ertesi günlerde sabah erken saatte Kars’tan kalkan ters
yön Doğu Ekspresi’ne binebilir ve Erzurum’a gidip oradan dönebilirsiniz.
Böylece, daha rahat, gün ışığı manzaralarını görebilirsiniz.
Orient Express starts
in Ankara and goes to till Kars. This journey takes 24 hours. I wish i could
have long time, day offs from work; i could spend 24 hours in this train with
taking 18.30 train from Ankara and arriving in Kars next day at 18.30. However
we went to Erzurum from Istanbul by a Saturday morning plane. We had 4 hours in
Erzurum and Orient Express arrives in Erzurum at 14.45, it waits 5-10 mins for
the passengers who take off or get in, and continues to Kars. It arrives in
Kars at 18.30. But our train was delayed 1 hour and because of both this delay
and the winter time, our train journey’s last 2.5 hours was in totally dark.
Experiencing these, you can go to Kars by plane, on the following days you can
take the reverse Orient Express from Kars in the morning and arrive Erzurum in
the afternoon then you can turn back from there. With this, you can easily see
the day light views.
Şimdi de, Erzurum ve Kars’tan birer birer bahsetmek istiyorum. Kars’ı detaylı olarak diğer yazımda bahsedeceğim. Sadece haftasonumuzu bu seyahate ayırdığımız için iki şehirde de aslında az vaktimiz vardı. İlk olarak Erzurum’u ziyaret ettiğimiz için, Erzurum’dan başlayabilirim. Sabah 9.30 gibi Erzurum’a geldik ve uçakta kahvaltı etmedik, tabii ki bilerek. Şehirde yöresel bir kahvaltı yapıp, günümüze başlayabileceğimiz kanaatindeydik. Havaalanından bir taksi tuttuk, ve tabii ki taksicinin önerilerini, yorumlarını kendimize not edindik. İlk önerisi, yöresel kahvaltı edebileceğimiz; Erzurum Tarihi Evleri’ydi. Burası 11 tane eski Erzurum Evi’nin birleşmesinden oluşmuş bir kompleks diyebilirim, sanırım. Her öğünde servisi bulunan, hem müze hem de restoran olan bu mekanda kahvaltımızı ettik. Burada yediğim helvayı bir daha nerede yiyebilirim diye şimdiden kara kara düşünüyorum. Hatta o anda bitiremedik, sarıp çantama attığım tek ürünü helva oldu; o derece güzeldi. Tabii ki diğer yediklerimiz de güzeldi; mesela kuymak (Karadeniz yöresindekinden çok daha farklı), peynirler, bal ve kaymak. Hepsi doğal hepsi lezzetli. İstanbul’da doğallığı bulamayınca, buralarda bu yüzden çok mutlu oluyorum. Erzurum Tarihi Evleri’nde, gerçek tarihi yaşayarak ve soluyarak güzel bir vakit geçirebilirsiniz.
Şimdi de, Erzurum ve Kars’tan birer birer bahsetmek istiyorum. Kars’ı detaylı olarak diğer yazımda bahsedeceğim. Sadece haftasonumuzu bu seyahate ayırdığımız için iki şehirde de aslında az vaktimiz vardı. İlk olarak Erzurum’u ziyaret ettiğimiz için, Erzurum’dan başlayabilirim. Sabah 9.30 gibi Erzurum’a geldik ve uçakta kahvaltı etmedik, tabii ki bilerek. Şehirde yöresel bir kahvaltı yapıp, günümüze başlayabileceğimiz kanaatindeydik. Havaalanından bir taksi tuttuk, ve tabii ki taksicinin önerilerini, yorumlarını kendimize not edindik. İlk önerisi, yöresel kahvaltı edebileceğimiz; Erzurum Tarihi Evleri’ydi. Burası 11 tane eski Erzurum Evi’nin birleşmesinden oluşmuş bir kompleks diyebilirim, sanırım. Her öğünde servisi bulunan, hem müze hem de restoran olan bu mekanda kahvaltımızı ettik. Burada yediğim helvayı bir daha nerede yiyebilirim diye şimdiden kara kara düşünüyorum. Hatta o anda bitiremedik, sarıp çantama attığım tek ürünü helva oldu; o derece güzeldi. Tabii ki diğer yediklerimiz de güzeldi; mesela kuymak (Karadeniz yöresindekinden çok daha farklı), peynirler, bal ve kaymak. Hepsi doğal hepsi lezzetli. İstanbul’da doğallığı bulamayınca, buralarda bu yüzden çok mutlu oluyorum. Erzurum Tarihi Evleri’nde, gerçek tarihi yaşayarak ve soluyarak güzel bir vakit geçirebilirsiniz.
Now i would like to mention about Erzurum and Kars each. I
will publish the detailed Kars post after this post. We had so little time
because we only took the weekend for this trip. First we started from Erzurum,
then i can share the notes about Erzurum first. We arrived in Erzurum at 9.30
and we didn’t have our breakfast on the plane, of course on purpose. We thought
that we could have a local, regional breakfast then start the day. We took a
taxi from the airport, and of course we took the notes which came from our taxi
driver as recommendations and suggestions. His first recommendation was Erzurum
Historical Houses where we could have regional breakfast. I can say, this place
was combined with 11 old Erzurum houses and its like a complex, i guess. They
serve on every meal, both museum and restaurant where we had our breakfast. I
started to think deeply where i can find and eat that halva which i had here.
Even we couldn’t finish it there, it was the only product which i wrapped and
put it in my bag is that halva; it was that amazing. Of course the others that
we ate were also amazing; for instance cheese omlette (different than Black Sea
Region’s style), cheese, honey and cream. All natural and delicious. Because of
not finding the naturalism in Istanbul, i get so happy in these areas. You can
spend a perfect time with inhaling and living the real history in those Erzurum
Historical Houses.
Kahvaltımızdan sonra, Selçuklu döneminden kalma Çifte Minareli Medrese’ye gittik. Bu yapıt Erzurum’un sembolü ve minarelerindeki, medresenin sütunlarındaki detaylar gerçekten göz kamaştırıcı. Ardından, buraya yakın olan yine 12. YY dönemine ait kümbetlere; Üç Kümbetler’e gittik. Gerçekten Erzurum’un bu bölgesi oldukça güzel ve tüm tarihi yapıtları bir noktada bulabiliyorsunuz.
Kahvaltımızdan sonra, Selçuklu döneminden kalma Çifte Minareli Medrese’ye gittik. Bu yapıt Erzurum’un sembolü ve minarelerindeki, medresenin sütunlarındaki detaylar gerçekten göz kamaştırıcı. Ardından, buraya yakın olan yine 12. YY dönemine ait kümbetlere; Üç Kümbetler’e gittik. Gerçekten Erzurum’un bu bölgesi oldukça güzel ve tüm tarihi yapıtları bir noktada bulabiliyorsunuz.
After our breakfast, we went to Çifte Minareli Medrese which
was an architectural monument of the Seljuk period. This monument is a sign of
Erzurum and the details on minarets, columns of madrasah are amazingly candescent.
Following, we went to cupolas which belong to 12th century; 3 Cupolas which are
so close to here again. This zone of Erzurum is really beautiful and you can
find all historical monuments in one spot.
Tarihi ve şehir gezimizi bu şekilde biraz hızlı yaparak,
trenimize gitmeden önce, yine yemek düşünerek, cağ kebabı yemeye gittik.
Erzurum’un meşhur cağ kebabını en güzel nerede bulabileceğimizi lokallere
sorduk ve; Koç ya da Gel Gör Cağ Kebab iki en ünlü cağ kebabçısı. Biz de Koç’u
deneyelim dedik; çok beğendik. Anadolu’da yediğim etlerin hiç biri beni
rahatsız etmiyor. Zamanında Gaziantep’e de gittiğimde, tüm günü neredeyse kebab
yiyerek geçirmiştim ama hiç rahatsız olmamıştım. Bunun sebebi yine gerçek doğallık
olması.
After touring and visiting the city and its historical
places quickly, before we headed our train, again we thought having some lunch,
we went to eat Cağ kebab. We asked to locals where we could have the famous
Erzurum cağ kebab and, Koç or Gel Gör Cağ Kebab are the two most famous cağ
kebab places. We decided to try Koç; we really enjoyed it. The meat which i
have in the Anatolian side of Turkey don’t discomfort my stomach. When i went
to Gaziantep previously, i spent my whole day with eating kebabs but i wasn’t
discomforted by them. Again the reason is totally naturalism.
Erzurum’da 4 saatimizi, yeme içme ve hızlı tarihsel tur
yaparak geçirdikten sonra, Kars trenimizi beklemeye koyulduk. 1 saat rötarlı
geldi ama geldiğinde hepimizde ayrı bir heyecan ayrı bir coşku vardı. Kars ile
ilgili notlarımı da bir sonraki yazımda paylaşacağım.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder